Uluslararası alanda merakla beklenen "Küresel Barış ve Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi", bugün başkentte kapılarını açtı. Dünya liderlerini, uluslararası örgüt temsilcilerini ve sivil toplum kuruluşu önderlerini bir araya getiren bu önemli etkinlik, gezegenimizin karşı karşıya olduğu en kritik sorunlara ortak çözümler bulma misyonuyla yola çıktı. Zirvenin ana gündem maddeleri arasında iklim değişikliğiyle mücadele, küresel ekonomik istikrarsızlıklar, bölgesel çatışmaların çözümü, dijital dönüşümün getirdiği fırsatlar ve zorluklar ile halk sağlığı krizlerine karşı hazırlık gibi konular yer alıyor. Açılış konuşmaları, liderlerin mevcut duruma ilişkin endişelerini dile getirmeleri ve iş birliğinin gerekliliğini vurgulamalarıyla başladı. Zirvenin ilk gününde, katılımcılar yoğun diplomatik trafiğe girerek ikili ve çoklu görüşmeler gerçekleştirdi. Amaç, uluslararası alanda karşılıklı anlayışı artırmak ve gelecekteki iş birliği için zemin hazırlamak. Zirve, dünya genelinde büyük bir ilgiyle takip ediliyor ve alınan kararların milyonlarca insanın hayatını etkileyeceği beklentisi hâkim.

Katılımcı spektrumu, zirvenin uluslararası kapsayıcılığını gözler önüne seriyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nden, G20 ülkelerinin devlet başkanlarına, Afrika Birliği ve Avrupa Birliği temsilcilerine kadar geniş bir yelpazede delegasyonlar yer alıyor. Özellikle küresel güney ülkelerinin temsilcileri, iklim finansmanı ve adil kalkınma konularında beklentilerini yüksek sesle dile getiriyorlar. Zirveye katılan kilit paydaşlardan bazıları şunlardır:

• Devlet ve Hükümet Başkanları
• Uluslararası Kuruluşların Yüksek Düzey Temsilcileri (BM, Dünya Bankası, IMF, WHO)
• Önde Gelen Sivil Toplum Kuruluşları (STK'lar)
• Özel Sektör Liderleri ve Yenilikçiler
• Akademisyenler ve Uzmanlar

Zirvenin açılış oturumunda yapılan konuşmalarda, dünyanın içinde bulunduğu kırılganlıkların altı çizildi ve ortak eylem planlarının oluşturulmasının ne kadar elzem olduğu vurgulandı. Delegasyonlar, farklı bakış açılarına sahip olsalar da, insanlığın ortak geleceği için uzlaşının şart olduğu konusunda hemfikir görünüyorlar. Bu zirve, sadece diplomatik bir buluşma olmaktan öte, küresel dayanışmanın bir simgesi haline gelmeyi hedefliyor. Toplantıların şeffaflık içinde yürütülmesi ve sivil toplumun katılımı da zirvenin önemli bileşenlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Zirve gündemindeki başlıklar, karmaşıklıkları ve aciliyetleri göz önüne alındığında, uzun ve zorlu müzakereleri beraberinde getirecek gibi duruyor. İklim değişikliğiyle mücadelede emisyon azaltım hedefleri, yenilenebilir enerjiye geçiş stratejileri ve gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim adaptasyon fonları kilit tartışma noktalarını oluşturuyor. Ekonomik istikrar konusunda ise küresel enflasyonla mücadele, tedarik zinciri aksaklıklarının giderilmesi ve adil ticaret prensiplerinin güçlendirilmesi üzerinde duruluyor. Bölgesel çatışmaların barışçıl yollarla çözümü için diplomatik girişimlerin artırılması, insan hakları ihlallerinin önlenmesi ve mülteci krizlerine kalıcı çözümler bulunması da zirvenin temel hedeflerinden. Ayrıca, siber güvenlik tehditleri ve yapay zekanın etik kullanımı gibi yeni nesil konular da derinlemesine ele alınacak. Bu çok boyutlu gündem, zirvenin sonuç bildirisinin ne kadar kapsamlı olacağını şimdiden merak konusu yapıyor.

Açılış konuşmasında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, küresel iş birliğinin önemine dair çarpıcı bir mesaj verdi:

Bugün burada, dünyanın dört bir yanından gelen liderler olarak sadece kendi uluslarımızın değil, tüm insanlığın geleceği için bir araya geldik. Karşılaştığımız sorunlar sınır tanımıyor. İklim krizinden pandemilere, ekonomik eşitsizlikten çatışmalara kadar her birimiz bu küresel zorluklardan etkileniyoruz. Dolayısıyla çözüm de küresel ve kolektif olmak zorundadır. El ele vererek, ortak bir vizyonla hareket ederek, gelecek nesillere daha barışçıl, daha adil ve daha sürdürülebilir bir dünya bırakabiliriz. Bu zirve, bu ortak vizyonu gerçeğe dönüştürmek için eşsiz bir fırsattır.

Genişletmek için tıkla ...

Bu güçlü ifadeler, zirvenin ruhunu ve katılımcıların üzerinde hissettiği sorumluluğu özetler nitelikteydi. Sekreter, konuşmasında ayrıca, teknolojik yeniliklerin küresel sorunların çözümünde nasıl kaldıraç etkisi yaratabileceğine de değindi. Özellikle veri analitiği ve yapay zeka destekli karar alma süreçlerinin, politikaların etkinliğini artırma potansiyeline vurgu yaptı. Ancak bu teknolojilerin gelişiminde ve kullanımında etik ilkelerin ve şeffaflığın göz ardı edilmemesi gerektiği uyarısında bulundu. Bu kapsamda, zirve çerçevesinde düzenlenen paralel oturumlardan birinde, "Veri Güvenliği ve Uluslararası İşbirliği İçin Protokoller" başlıklı bir sunum yapıldı. Sunumda, siber saldırılara karşı alınacak önlemler ve uluslararası hukuk çerçevesinde veri paylaşım modelleri ele alındı. Örnek olarak, uluslararası kurumlar arası veri entegrasyonu için geliştirilen bir protokol taslağından bahsedildi:
Bu tür teknik yaklaşımlar, diplomatik müzakerelere somut bir zemin sağlamayı hedefliyor. Detaylı bilgilere Birleşmiş Milletler'in ilgili kalkınma raporlarından ulaşılabilir: https://www.un.org/sustainabledevelopment/raporlar